Çiftlik Mahallesi sınırları içinde yer alan Kocaçalış bölgesindeki kıyı işletmeleri için verilen tahliye ve yıkım kararı uygulanıyor. Fethiye Belediyesi, işletmelere 1 Aralık’a kadar süre tanırken, bölgedeki işletmeciler yıkımları kendi imkanlarıyla sürdürüyor.
Bölgedeki tapu sahiplerinden Zeyyad Hekimci, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün 2017 yılında yaptığı tespitler doğrultusunda, yaklaşık 154 dönümlük alanın kıyı kenar çizgisine dahil olduğu gerekçesiyle tapularının iptal edildiğini söyledi.
Hekimci, hem tapu hem de yapı kayıt belgelerinin iptal edilmesiyle üst üste mağdur edildiklerini ifade etti.
“2010 Yılında Tapu Bize Dava Yoluyla Verildi ve Biz Kazandık”
Zeyyad Hekimci, devam eden yıkım çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Ailelerine ait tapunun geçmişinden bugüne yaşanan süreci anlatan Hekimci, yanlış kıyı kenar çizgisi tespiti nedeniyle mağdur edildiklerini öne sürdü. Hekimci açıklamasında, “1952 yılında “deryadan ormana kadar, Karagedik’ten Kargı’ya kadar” olarak tespit edilen tapu, dedem Ömer Hekimci muhtarlığında, Çiftlik kooperatifine devlet tarafından satılmıştır. Satılan yer 2.500 dönüm arazi ve 120.000 bin lira karşılığındadır. 40 bütün hisse olarak alınan bu yer daha sonra dedemler tarafından, kooperatif tarafından tapulanmış ve bu tapulanma sonucunda herkes hissesini satın almıştır. Ancak 154 dönüm olarak var olan şu anki tapudan bahsedecek olursak...154 dönüm 640 metrekare olan bu tapu, kıyı kenar çizgisi tespiti sonucunda yanlış tespitle kıyı kenar çizgisinin içine kalmıştır. Çünkü bu tapu yalnızca kıyı kenar çizgisindedir. Bu tapunun dışında köy kenar çizgisi tespiti yapılmamıştır. Yanlış tespit nedeniyle 154 dönüm tapu kıyı kenar çizgisinin içine bırakılmıştır. Bu yanlış, Yargıtay tarafından da tespit edilmiştir. 2010 yılında tapu bize dava yoluyla verildi ve biz kazandık” dedi.
“2017’de FETÖ Kalkışması Sonrası Dava Tekrar Yenilendi Ve Biz Davayı Kaybetmiş Olduk”
Açıklamasını sürdüren Hekimci, “ Tapu bize gelince, davayı kazandığımız için dedemin hissesi olan bu yerde bir tesis açtım. Varislerden yer aldım. Diğer kurumlarda da tapuyu kazandılar ve tesis yaptılar. Yaptığımız bu tesisle sonuçta turizme hizmet etmeye çalıştık ancak bu yerde imar olmadığından mecburen kaçak binalar yaptık. Kaçak binaların cezalarını belediyeye ödedik. Sonra 2017’de imar affı geldi. İmar affından faydalanarak yapı kullanma izin belgelerini aldık. Belediyeden kapı numarası aldık. Elektrik, su aldık ve çalışmaya devam ettik. 2016’daki FETÖ kalkışmasından sonra devlet 10 yıl içinde itiraz etmediği için biz tapu davasını kazanmıştık. Ancak 2017’de FETÖ kalkışması sonrası dava tekrar yenilendi ve biz 2017’de davayı kaybetmiş olduk. Kaybedince imar affından faydalandığımız bu binalar tekrar kaçak duruma düştü. Üçüncü defa mağdur olduk” diye konuştu.
“Hepimiz Kaçak İnşaatları Yıkıyoruz”
Yüklü miktarda ecrimisil ödemeleri yapmaları gerektiğini anlatan Hekimci, “2017’den beri devlete ecrimisil ödeyerek bu yerleri kullanıyoruz. 2017 ile 2022 arasında ben Sait Hekimci olarak, 2,5 milyon lira ecrimisil ödedim. 2022’den 2025’e kadar 3,5 yıllık dönemde ise 9,5 milyon ecrimisil geldi. Bunu da devlete ödeyeceğiz. Devlet önce tapumuzu aldı, paramızı vermedi. Sonra imar affından faydalandık, ama her şey iptal oldu ve tekrar kaçak duruma düştü. Ecrimisil ödediğimiz halde ruhsat alamadık. Yerimizi ruhsatsız çalıştırmak zorunda kaldık. Şimdi de kaçak binalar haklı olarak belediye tarafından yıkılmak isteniyor. Biz de belediyemizin daha fazla mağdur olmaması, masraf etmemesi ve milli servetin zarar görmemesi için kendi imkanlarımızla hepimiz kaçak inşaatları yıkıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Birilerine Peşkeş Çekilecekmiş Diye İddialar Var”
Yıkımın ardından ne olacak? Söylentileri için fikrini belirten Zeyyad Hekimci, “Bu yer başka birine peşkeş çekilmesin diye, biz kiralamaya çalışacağız. Devletin, kamu kurumlarının ve Fethiye Belediyesi’nin bizim mağduriyetimizi göz önünde bulunduracağını düşünüyoruz. Fethiye Belediyesi’nin bugüne kadar gösterdiği iyi niyetle en azından ecrimisil karşılığı da olsa para kazandık, tesisimizi çalıştırabildik ve bundan sonra da bu iyi niyetlerin devam edeceğini düşünüyoruz. Burası birilerine peşkeş çekilecekmiş diye iddialar var. Bu dedikoduların içinde eski milletvekili Hasan Özyer’in de adı geçiriliyor. Ne Hasan Özyer’in nede Fethiye Belediyesi’nin böyle bir düşüncesi olduğunu sanmıyorum. Ben hem Fethiye Belediyesi’nin hem Çevre ve Şehircilik Müdürlüklerinin bize bu konuda yardımcı olacağını düşünüyorum.” dedi.
