Uzun, siyanürün kaynağı, temin zinciri, olayda ihmali olan kamu görevlileri ve yüksek riskli kimyasalların bireysel temini konularında ayrıntılı bilgi talep etti.
Uzun, “Bu yalnızca münferit bir vaka değil; kimyasal güvenlik, halk sağlığı ve acil durum yönetimi açısından ciddi riskler içeriyor” diyerek, sürecin şeffaf şekilde takip edilmesi çağrısında bulundu.
Cumhur Uzun yaptığı değerlendirmede, “24 Kasım’da Seydikemer’de hayatını kaybeden genç bir kızımız var: 18 yaşındaki Neslinur Topal. Aynı evde yaşayan iki kardeşinin tedavisi sürüyor. Bu yalnızca münferit bir zehirlenme vakası değil; kimyasal madde güvenliği, halk sağlığı, çevre koruma ve acil durum yönetimi bakımından çok boyutlu riskler içeren ağır bir tabloyla karşı karşıyayız.” ifadelerini kullanarak, siyanür ve benzeri yüksek riskli kimyasalların bireysel erişimine yönelik düzenlemelerin gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Uzun, İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm kurumların, olayın meydana geldiği evin yanındaki un fabrikası ve çevredeki diğer işletmelerde yapılan denetimlerin sonuçlarını kamuoyuyla şeffaf biçimde paylaşması gerektiğini belirterek, “Muğla genelinde son beş yılda kayıtlara geçen kimyasal maruziyet ve zehirlenme vakalarının istatistikleri, alınan önlemler ve Sağlık Bakanlığı ve diğer bakanlıklar ile koordinasyon mekanizmaları da açıklanmalıdır. Hem Neslinur Topal’ın ailesinin hem de Muğla’da yaşayan yurttaşlarımızın içinin rahat etmesi için sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız.” dedi.
