Fethiye’nin Kesikkapı Mahallesi'nde yer alan kalede yaklaşık 4 yıl önce Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü himayesinde; Muğla Valiliği, Kaymakamlık, Fethiye Belediyesi ve Fethiye Müzesi iş birliğiyle başlatılan kazı çalışmalarında bir de ‘Şapel’ ortaya çıkartıldı. Kazılar, Prof. Dr. Kadir Pektaş’ın bilimsel sorumluluğunda yürütülüyor. Kalenin alt kısmındaki çalışmalar, şapelin çevresiyle birlikte ortaya çıkarılması için yaklaşık 40 derece sıcaklık altında aralıksız sürdürülüyor.
Fethiye Körfezi ve ilçe manzarasına hakim konumda bulunan kalenin, kazı ve restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından turizme kazandırılması hedefleniyor.
‘Kazıların Geleceğe Miras’ Projesi kapsamında desteklendiğini belirten Prof. Dr. Kadir Pektaş, bu yıl kalenin hem üst hem de alt bölümlerinde çalışıldığını ifade etti. Alt bölümde yapılan kazılarda bir şapel kalıntısına rastladıklarını aktaran Pektaş, “Şapelin tarihini henüz netleştiremedik. Çalışmalar ilerledikçe daha sağlıklı bilgilere ulaşacağız. Özellikle surların dibindeki kazı alanını genişletmeyi planlıyoruz. Ardından çevre düzenleme projesine geçeceğiz” dedi.
Pektaş, kalenin üst surlarında ise Menteşeoğulları ve Osmanlı dönemine ait kalıntılar ve yapılarla karşılaştıklarını da sözlerine ekledi. Bölgede iki iskeletin gün yüzüne çıkarıldığını anlatan Pektaş, ilk bulgulara göre bölgede düzenli bir mezarlık bulunmadığını, ancak iskeletler üzerinde detaylı inceleme yapılacağını belirtti.
"Turizme Kazandırılacak”
Şapelin içi ve çevresinde Bizans dönemine ait mezarlara rastladıklarını ifade eden Pektaş, “Şapelin içeriğini ve yapısal özelliklerini daha iyi anlayabilmek için kazı alanını genişletiyoruz. Şu anki bulgular, yapının Orta Bizans dönemine ait olduğunu gösteriyor. Kazılar tamamlandığında daha net sonuçlara ulaşacağız” diye konuştu.
Şapelin Fethiye Körfezi’ne bakan etkileyici bir noktada bulunduğunu belirten Pektaş, “Kalenin alt surlarına bitişik olarak inşa edilmiş. Manzarasıyla da dikkat çeken bir noktada. Şapel şu an küçük ölçekli görünse de kazı ilerledikçe daha büyük bir yapıyla karşılaşmayı bekliyoruz” dedi.
Kazı tamamlandıktan sonra şapelin konservasyonunun yapılacağını ve koruma altına alınacağını belirten Pektaş, “Şapeli turizme kazandırarak, gezilebilir hale getirmeyi amaçlıyoruz. Hazırlanacak çevre düzenleme projesiyle burayı da gezilebilir bir güzergâha dahil edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Pektaş, restorasyonun ardından yapılacak çevre düzenlemesiyle, kalenin Fethiye’nin iç kesimlerinde manzara ve tarihi dokusuyla turistlere hitap eden özel bir nokta haline geleceğini vurguladı.
Apollon Heykeli Bulunmuştu
Öte yandan yaklaşık 4 yıldır devam eden kazı çalışmalarında Apollon’a ya da başka bir tarihsel kişiye ait olabileceği ileri sürülen heykel başı bulunmuştu. Bu heykel başında matkap kullanıldığı için milattan sonra 2. yüzyıla ait olduğu netleşmişti. Ayrıca Türk-İslam dönemi, Osmanlı ve Menteşeoğlu Beyliği dönemine ait sikkeler ortaya çıkmıştı. Kalenin iç mekanında yoğun şekilde gülleler, günlük hayatta kullanılan eşyalar ve seramik parçaları da bulunurken, iç kalenin üst bölümü Türk dönemine, alt kısmı da Helenistik döneme ait, bariz geçişlerin olduğu iki farklı dönemi aynı anda yaşanan çok canlı bir nokta olarak ortaya çıkarıldı. En önemlisi de bir tiyatro ortaya çıkarılırken, buranın da restorasyonu tamamlandığında Türkiye'nin ve Telmessos bölgesinin ilk erken tiyatrosu ortaya çıkartılmış ve kullanıma sunulmuş olacak. Bu da turizme ve Fethiye’nin kültür potansiyeline büyük katkı sağlayacak.