GÜNEŞLE İÇLİ DIŞLI OLUNCA

Geçen gün doktora gittim, neler oluyor bana durup durup. Zaten ironik, kronik bütün hastalıklar bende. Günde sabahtan gece yatana kadar yemek yerine hap içmekten helak oluyorum. Hepsi raporlu ilaçlar. 11 adet ilaç içiyorum günde. Şeker, tansiyon, kan sulandırıcı, falan . Bunlar yetmezmiş gibi bir de D vitamini verdi. D vitamini eksikliği varmış. Ayrıca, bol bol güneşe çık, güneş ışığı al dedi mutlaka.

Dün hava iyiydi. Yakıcı bir güneşi de görünce hemen balkona çıktım. Kısa kollu tişörtle epey güneşlendim. Ohh, kendimi sahilde güneşlenir gibi, teslim ettim güneşe . Gerçekten vücudun ihtiyacı varmış. Öyle hoşuma gitti ki sormayın. Vücudum emiyordu sanki güneşi. Hatta kana kana içiyormuş gibi geldi bana.

Güneşlenirken bir şeyi farkettim. Bir yandan bedenim ihtiyacı olan güneş ışığını aldıkça, içimi ısıttıkça rahatlıyordum. Bir yandan da moral buluyordum. Kaç gündür beni sıkan düşünceler, yerini hayallere ve güzel düşüncelere bırakıyordu. Yüzüme bir gülümseme gelip kondu sanki. Mutlu oluyordum valla. Hayret.

Anladım ki, kafamdaki harflerin, sözcüklerin, düşüncelerin de D vitaminine ihtiyacı varmış. Yüreğimin de öyle . Serdim hepsini güneşe, bir güzel güneşlendiler. Aman bir keyiflendiler, bir keyiflendiler, sormayın. Bedenimden çok onların ihtiyacı varmış meğer. Onların keyfini görünce haliyle ben de mutlu oluyordum.

Güneşlenmenin bedene verdiği vitaminden daha çok, düşüncelere de bu kadar yararlı olduğunu ilk kez gördüm, bizzat yaşadım. O kasvetli küf kokan, insanın ruhunu sıkan düşünceler, yerini gülümseyen hayallere bıraktıkça, ben de moral buluyordum.

D vitamini eksikliğinde düşüncelerin de, beden gibi hasar gördüğünü, zayıf düştüğünü gördüm. Ve bundan sonra sadece doktor tavsiye ettiği için değil, yaşama daha güzel, daha mutlu bakmak için güneşle daha bir içli dışlı olacağım .