OKUMAK VE YAZMAK

Okumak ve yazmak bende bir yaşam biçimi haline gelmiştir. Ne bir hobidir, na zaman geçirme, keyf alma işidir, ne para- pul kazanma işidir ne de makam- mevki, statü kazanma işi. Tamamen bir yaşam biçimidir. Bilinçli bir tercihtir. Daha da ileri gideyim: Bir ibadettir. Arınmadır, yıkanmadır, ruhun temizlenmesidir.

Okumak ve sürekli bilgi edinmek. Maddi bir kazanç için değil, tam tersine bütün vaktimi ve gelirimi kitaba, okumaya vererek, insan ve insanlık için çıtayı biraz daha yukarılara çıkarmak için donanmak, gelişmek.

Bu okumaları sadece kendim için değil , kendim de dahil olmak üzere dünyayı, âlemi, varlığı daha iyi anlamak, kavramak adına yapıyorum ve mutlu da oluyorum. Param da gitse, zamanım da gitse bu mutluluk bana yetiyor ve bişa uğraşmamış, boşa harcamamış olduğuma seviniyorum. En önemlisi ve en güzeli de bu uğraşı bir ibadet olarak görüyorum. İlahi kaynakla buluşmanın, karşılaşmanın, birarada bulunmanın ihtişamını, muhteşem hazzını tadıyorum.

Tasavvufî anlamda hakikate, hakikatin bilgisine ulaşmak için kalbi keşifler gerekiyor. Yani kalbin kirden, pastan, maddeden, paradan puldan, çıkardan arındırıp tertemiz hale gelmesiyle ve bu arınmış kalple düşünerek, yazarak; Allah' ın da sadece böyle kalplere bilgi verdiğini, kalp gözünü, basiret gözünü açtığını bilerek, iç aydınlanmanın da, ilahi kaynakla karşılaşma anı olduğunu bilerek yazıp cizdiğim için, Yaradan' ı da hep yanımda hissederek, hiçbir çıkar gözetmeden, sadece Allah'ın rızasını gözeterek okuyup yazdığım için, bu uğraş bana ibadet etmiş gibi huzur, mutluluk ve güven veriyor. Kendimi daha mutlu, daha arınmış, daha güçlü hissediyorum .

Buradan aldığım enerjiyle yaşama daha sıkı sarılıyorum. Ve yazdıklarımla da, insanlara bu enerjiyi aktarmaya çalışıyorum. Ve hep birlikte, sonsuz mutluluğa doğru kanatlanıp uçuyoruz.