Bir Kitap, Bir Aile ve Fethiye

Bu şehirde, Şükrü Gürel Abiyi herkes tanır. Daha doğrusu Gürel ailesini ve Foto Kandiye'yi bilmeyen bir Fethiyeli yoktur, çünkü her hemşehrimizin yolu bu ailenin iş sahası ile mutlaka kesişmiştir. Fethiye'nin şehir kültürüne sağladıkları çok değerli katkıları vardır. Fethiye'deki fotoğraf sanatının temelini atıkları gibi, yüz yıldan beri kesintisiz olarak bu faaliyeti devam ettirmektedirler.

Şükrü Abi, Gürel ailesinin elinde bulunan paha biçilmez fotoğraf arşivini büyük Fethiye ailemizle her fırsatta paylaşmış hatta bu arşiv fotoğraflarını derleyerek çok kıymetli eserler ortaya çıkarmıştır. Aile ile birlikte yaşayan bu arşiv her geçen gün zenginleşerek büyümektedir. Daha önceki yazılarımda 'Tarihi Fotoğraflarla FETHİYE' kitabından bahsetmiştim. Şimdi de biz Fethiyeliler için çok değerli eserler arasında yerini alacak olan 'Likya Güneşi FETHİYE' kitabının haberini sizlerle paylaşıyorum. Bu kitapta Şükrü Abi'nin yanı sıra eşi Nilay Hanım'ın ve oğlu Taylan'ın da imzası var. Kıymetli hemşehrimiz Ceyhun İrgil de kitabın editörlüğünü yapmış. Grafikte Ali Bakan ve Sedat Demir, çeviride ise Susan Tekin emeklerini esirgememişler. Hepsine ayrı ayrı teşekkürler. Harika bir eser çıkmış ortaya, her sayfası Fethiyelilik ruhumuzu okşuyor. Memleketimizi tekrar keşfetmemize fırsat veren bu eser, aynı zamanda yaşadığımız coğrafya için Allah'a milyon kere şükretmemizin gereğini bir kez daha hatırlatıyor. Elinize alınca heyecanınızın azalmaması için kitabın içeriğini daha fazla açıklamayacağım, sadece sevgili hemşehrilerime ve kendini Fethiyeli hisseden herkese kitabı bir an önce edinmelerini şiddetle tavsiye edeceğim.

Evet, bu güzel eser ortaya çıkmış ama şehrimizin en köklü ailelerinden olan Gürel ailesi bu aşamaya gelene kadar bakalım neler yaşamış. Şükrü Abinin özet anlatımını sizlerle paylaşıyorum:

Ailenin en büyük dedesi olan İbrahim Giridi 1810 yılında Karaman'dan Girit adasının Kandiye şehrine göç eder. Oğlu Mustafa Selim Efendi ve onun oğlu İbrahim Selim Efendi'dir. İbrahim Selim Efendi Şükrü Abi'nin dedesidir ve Kandiye Fotoğrafhanesinin ilk kurucusudur. Aile fotoğrafçılık adına birçok ilke imza atmıştır. İbrahim Selim Efendinin kız kardeşi Adeviye Hanım ülkenin ilk Türk kadın fotoğrafçısı olarak tarihteki yerini almıştır. O devirdeki muhafazakar aile yapısında, evlerin içine girerek fotoğraf çekmek takdir edilir ki bir kadın için daha kolaydır. Bu gelenek İbrahim Selim Efendi;nin eşi Naciye Hanım'a kadar uzamıştır. Her iki hanımefendi de ailenin kadın fotoğrafçıları arasındaki yerlerini almışlardır. İbrahim Selim Efendi'nin kardeşinin oğlu olan Rahmizade Bahattin Bey de Osmanlı döneminde ilk Türk Fotoğrafhanelerinden birini kurandır. Kandiye'ye açmış oldukları kırtasiye dükkanının vitrinindeki bir fotoğraf makinesiyle ilgilenen İtalyan subayının detaylı soruları, Rahmizade Bahattin Bey'i fotoğrafçılığa yöneltmiş ve Foto Minos'un açılmasına sebep olmuştur. Foto Minos hep gelişerek büyümüş ve zamanın fotoğrafçılık sektöründe hak ettiği yeri almıştır. Bahattin Bey, arkadaşı Deniz Subayı İsmail Hakkı Bey'in yardımıyla tanıştığı Avrupa'nın en ünlü fotoğraf üstatlarından eğitim almıştır. İlerleyen yıllarda, Resneli Niyazi Bey'e duyduğu hayranlıktan dolayı, Foto Minos ismini Resne Foto olarak değiştirmiştir. Daha sonraları Fotoğrafhaneyi İzmir'e taşımış, sektörün İstanbul ayağı ile de sürekli ilişki içinde olmuştur. Bu arada, bu büyük ailenin fotoğraf sanatçılığına gönül vermiş diğer ferdi İbrahim Selim Efendi de, mesleğinde kendini yetiştirmeye devam etmektedir. Bu amaçla Atina'ya giderek zamanın ünlü Fotoğrafçısı Ata Nail'den eğitim alır. 1920 yılında mesleğini icra etmek için Girit'e döner. Aile bir asırdan fazla yaşadığı Girit'ten 1923 yılında kopmak zorunda kalır. Et tırnaktan ayrılıyordur artık acır, kanar ama ne çare kaderine razı olur sonunda. Giritli Türkler keder yüklü gemilere, ümit dolu gelecek hayalleriyle binerek akın akın Anadolu'ya dönerlerken Gürel ailesinin büyükleri de bu hüzünlü göçe dahil olurlar. Kendileriyle birlikte 301 Giritli Türk'ü taşıyan gemi Fethiye limanına yanaşır. Hüzünlerine bir parça çare olmak için Anadolu'nun her bir limanı, umut dolu kollarını açar yıllar önce uğurladığı evlatlarına. Fethiye, o dönemlerde çok göç aldığı için, gemi Bodrum'a yönlendirilir. İbrahim Selim Efendi Bodruma yerleşir yerleşmez hemen Kandiye Foto'yu açar. Ama gözü ve gönlü Fethiye'de kalmıştır. Aynı yıl içinde bir fırsatını bulup, dükkanını kardeşi Hasan Bey'e devrederek ailesiyle birlikte Fethiye'ye gelir. Ailenin Fethiye macerası da işte o gün başlar. İbrahim Selim Efendi hiç vakit kaybetmeden sanatını icra etmek için faaliyete geçer. O zamanın tanımıyla, havra sokağında yani şimdiki İNG bankın olduğu yerde fotoğrafhanesini açar. Böylece memleketimizle özdeşleşen Foto Kandiye, Fethiye'deki hayatına başlar. Bir nesil, o neslin çocukları ve o çocukların çocukları Foto Kandiye ile büyür. 1932 yılında Necati Amca doğar ve dükkan uzun yıllar Necati amca tarafından işletilir. Ne mutlu ki, ben Necati Amca'nın kordondaki o şirin dükkanını görebilen şanslı Fethiyelilerin arasındayım. Necati Amca'dan Şükrü Abi'ye, ondan da oğlu Taylan'a kadar gelen bir süreç. Şu anda Foto Kandiye Şükrü, Nilay ve Taylan Gürel tarafından ilk günkü heyecanla işletilmektedir.

Evet, bir kitap, bir değerli eser ortaya çıkmıştır ama o eserin arkasında burada özetlemeye çalıştığım koskocaman bir tarih, yıllara yayılmış özveri ve bütün bir aileye mal olmuş meslek aşkı vardır. Yüz yıl önce bir ailenin ektiği tohumlardan yeşeren meslek ağacının, meyvesini Fethiye'de vermesi bizler için çok özel bir ayrıcalıktır.

Gürel Ailesi, iyi ki varsınız ve iyi ki FETHİYELİSİNİZ. Memleketimizin şehir kültürüne verdiğiniz çok değerli katkılarınız için sonsuz teşekkürler.

Not: Bu arada Şükrü Abi'den duyduğum bir müjdeyi daha sizinle paylaşayım: Yeni bir kitap daha geliyor; 'Cumhuriyetin 100. Yılında FETHİYE'. Gürel ailesi üretmeye devam ediyor, biz de heyecanla bekliyoruz.