KÖTÜ OYUN İYİ PUAN…

Bu hafta deplasmanda oynadığımız Uşak spor maçı rakip için prestij bizim için lig sıralamasındaki çıkışın devamı niteliğinde önem teşkil ediyordu. Özellikle bu kadar olanaksız kolu kanadı kırılmış Uşak için bir nefes alma maçı olarak bakılıyordu. Sporcuların bir çoğu düşünce olarak ligin ilk yarısı bitsin de yapabilirsek başka takıma kapak atma çabasındalardı. Tanıdığımız sporcularla konuşmalarımızda bırakın parayı, lojmanda yemek bile çıkmıyor durumdalarmış. Mental anlamda bitik bir takımla oynadık diyebiliriz. Oyuncuların bir kısmı biraz çaba gösterelim de daha iyi bir takıma gidelim kafasındalar. Yani kısacası ligin ilk düşen takımına karşı oynanan bir müsabaka oldu.

Bizim takımımıza gelecek olursak durumda hiç de öyle güllük gülistanlık bir görünüm söz konusu değildi. Bu tarz müsabakalar her zaman hem teknik ekip açısından hem oyuncular açısından zordur. Niye zor olsun rakip zaten bitmiş gibi düşünülebilir. Ancak bunu yönetebilmek ve bu süreci atlatmak çok zor ve sıkıntılıdır. Oyuncuyu maça mental olarak hazırlamak ve oynanmayan müsabaka kazanılmaz mantığını takıma geçirebilmek asıl mesele. Oyuncular her ne kadar skoru isteseler de kafa ve vücut dili başka şeyler anlatıyordu. Maalesef takımın bu tarz maçlardaki ruh halini toparlamak ve maça konsantre edebilmek inanın değişik bir psikolojik savaştır. O yüzden teknik ekibe bu konuda çok iş düşer ve bunu yönetebilmektir asıl mesele. İşte Pazar günü de bunu bariz hissettik maçı seyrederken. Hele ki bir ilk yarı oynandı ki müsabakada, her iki takım adına da sadece süreyi tamamlayalım da soyunma odasına gidelim kafasındaydılar. Saha da futbol adına ne yaşandı derseniz sadece kör dövüşü seyrettik diye biliriz tabiri caizse. Bazı oyuncuların bu maça çantada keklik görme tavırları hal ve hareketlerinden belliydi ya da oynamak isteği, çabası hiç içinden gelmiyordu. Çok da uzatmaya gerek yok ama bu psikoloji bize önümüzdeki maçlarda arıza çıkarta bilir.

İkinci yarıya çıkıldığında Taner hocamız ufak dokunuşlar yaptı takıma. Bazı değişiklikler gerekiyordu ve zamanlama olarak yerinde el attılar takıma. Biraz baskıyı arttırınca pozisyonlar ve golü bulduk. Zaten golü bulunca da mental ve moral olarak Uşak daha da düştü oyundan. Sadece bazı oyuncularının mağlubiyeti kabullenmeyişi oyunu dönem dönem hareketlendirdi. Tabi burada en önemli etken bizim gereksiz top kayıplarımız ve oyuna dahil olamayan bazı oyuncularımız. Buradan bazı genç arkadaşlara da seslenmek istiyorum. Oyuna hocanız güvenip size almış ve hareket getirmeni oyundaki tempoyu arttırmanı istemiş. Sen ne yapıyorsun girer girmez kırmızıyı yiyip puanları riske atıyorsun. Kardeşim sana tavsiyem sen kafanda bitirmişsin zaten bir şeyleri. O yüzden bir an önce seni birileri azat etmeden sen çek git. Geldiğinden bu yana hangi maçta ne yaptın bize anlatırsan mutlu oluruz. Teknik ekibe de naçizane bizim alt yapıdan çıkan oyuncuları döver misiniz , ezer misiniz ya da oturup artık akıllarını başlarına mı almalarını anlatırsınız bilmiyorum ama daha fazla şans vermenizi tavsiye ederim. Ha baktınız hala düzelmiyorlar ve istemiyorlarsa , atın bize topu biz gerekli mecralarda bu takımın bünyesinde ve çatısında olmak istemeyenleri , olmayanları afişe ederiz. Burası büyük bir camia ve köklü bir klüp, lakayiklik ve umursamazlığa gerek yok. Burası o düşündüğünüz yer değil arkadaşlar.

Kırmızı yedikten sonra rakip biraz daha hareketlenir gibi oldu ama karşı tepkiyi vermeyi bildik. Birkaç pozisyonda yürekler ağzımıza geldi ama neyse ki korkulan olmadı. Daha sonra da Uaşk sporlu oyuncuların skoru kurtarma çabaları bizim doğru oyunumuza yenik düştü ve 2. gol geldi. Bu golden sonra da artık rakip oyundan koptu ve geri kalan dakikalarda bizim birkaç karşı karşıya pozisyonumuz dışında elle tutulur bir şey olmadı ve 3 puanı almayı bildik. Bu deplasman bizim için hem önemli hem de ileri maçlar için rakiplere bizde bu yarışın içindeyiz mesajı verdi. Şimdi asıl bu hafta ki maç daha da önem kazandı ve artık iş Teknik ekip ve futbolcu kardeşlerimizde. Ciddiyeti elden bırakmadan bizlere güzel bir hafta sonu yaşatmanız dileğiyle arkadaşlar. Unutmayın ki bu takımın iyi ve göze hoş gelen mücadeleci futbolu 12. Adamında ilgisini çekecektik. O yüzden bundan sonra ki süreç sizlerin elinde. Tabi camiamızın ve seyircilerinde takımına sahip çıkmalarını ve başka Fethiyespor olmadığını da bilmelerini isterim. Bu şehir ve bu halkta üzerine düşeni yapmalı ve takımımızı yalnız bırakmamalı.

Saygılarımla.