BUNA İHTİYACIMIZ VARDI…

Hafta içi maçımız olan Aksaray maçını galibiyetle kapattık. Ama bu zor 3 puan herkese ecel terleri döktürdü. Kolay kaybetmeyen bir rakip ve verilen mücadelede amatörce pozisyonları harcamasak farka giderdik. İlk yarı sahada varlığı ile yokluğu bilinmeyen takımımız ikinci yarıdaki oyunu ile anlamlı bir 3 puan aldı. Maalesef bazen maçlara iyi başlayamıyoruz ve hep zoru denemek gibi istemsizce bir meziyetimiz var. Golü yiyoruz sonra da durumu düzeltmek için daha fazla mücadele ve oyun temposuna ihtiyaç duyuyoruz. Şu da bir gerçek ki maalesef bazı oyuncularımıza fazla yük bindiriyoruz. Özellikle  belirtmek gerekirse Serdar , Murat ve Sezer bu tarz maçlarda bir fazla koşmak ve tempo yapmak zorunda kalıyorlar. Bu maçta da Serdar ve Sezer geriden çıkan toplarda ve oyunun kurulmasında çok faydalı oldu. Murat ise ileride yine defansı bozmak ve takıma katkıda bulunmak için son dakikaya kadar çırpındı diyebiliriz.

                Oyunun geneline bakacak olursak saman alevi gibi temposu olduğunu söyleyebiliriz. Bizim takımın temposunu 2. yarıda oyuna giren oyuncular belirledi dersek yanlış olmaz. Daha dirençli ve isteyen bir takım hüviyetine büründük. Özellikle Ramazan’ın sağ koridoru tam anlamıyla parsellemesi ve içeri deplase olması Aksaray defansının dengesini bozdu. Birde Ramazanın önüne atılan toplarda süratini ortaya koyması hem asist hem de golle taçlandırmasını sağladı. Özellikle penaltı pozisyonunda topu doğru yere sürmesi ve defansı hataya zorlaması penaltının alınmasında en büyük etken oldu. Evimizde tekrar 3 puanla tanışmamız hem takımın üzerindeki yükü biraz olsun hafifletti hem de taraftarı mutlu etti. Ancak şunu söylemeden geçemeyeceğim. Bazen kendimizi öyle bir kaosun içerisinde buluyoruz ki oyunun içinde anlatılmaz yaşanır cinsten. Oyunu koparacağımız pozisyonları öyle saçma ve amatörce harcıyoruz ki. Kendi kendimize stres seviyemizi tavan yaptırıyoruz. İleri uçtaki oyuncuların bazıları öyle dikkatsiz ve panik yapıyorlar ki. Yakalanan pozisyonlarda kaybedilen toplar dönüp bize pozisyon olup yürekleri ağza getiriyor. Rakip biraz daha akıllı olsa veya çabuk hareketlense hepimize geçmiş olsun. Bağıra bağıra puanlarımızdan olacağız ve ateş çemberinin içine düşeceğiz. Zaten grubumuzun altı da üstü de ayrı kaynıyor. Bir mağlubiyet alt taraftakileri potaya sokuyor, bir galibiyet üst taraftakileri potaya yaklaştırıyor. Futbolun içinde o kadar çok şey yaşandı ve şahit olduk ki. Hayır bu da olmaz  diyemiyoruz.  Kısacası bizlerin bu kadar stresi ve heyecanı yaşamak gibi bir lüksümüz olmamalı. Oyuncuların maç analizlerinde kendilerini film izler gibi seyretmektense öz eleştiri yapmalarını tavsiye derim. Koca bir camianın kaderiyle oynamak kimseye bir fayda sağlamaz. Aksine sizleri daha sevimsiz olayların içine çeker ve camiayla kötü duruma düşersiniz unutmayın.

                Yaşanan her şeyi bir kenara bırakıp alınması gereken dersler alınsın ve önümüze bakalım. Halen tehlikeyi atlatmış değiliz ve daha kazanılması gereken kritik puanlarımız var. Bu maçı da öyle ya da böyle atlattık diyebiliriz. Şimdi önümüzde yine her iki takım içinde önemli bir maç var. Deplasmanda oynayacağımız İskenderun maçı bizim için olduğu kadar rakibin play-off şansını devam ettirmesi için zorluk düzeyi oldukça yüksek bir maç olacak. Takımların kaybetmek istemeyeceği zorlu bir müsabaka bizleri bekliyor. Tabi bize yarayan en mantıklı skor beraberlik olacaktır. Umarım iki takımda birbirini fazla üzmeden puanları paylaşırlar diye ümit ediyoruz.  Takımımızın disiplini bozmadan ve mücadele temposunu bir üst seviyeye çıkarması bize arzuladığımız puanı getirecektir diye de düşünüyorum. Şimdi heyecanla Pazar günü oynanacak bu müsabakayı bekleyip güzel bir sonuçla dönmeyi diliyoruz. Unutmayalım ki bu takım bizim için bir hayat kadar önemli ve değerli. Hiç kimse bu takımın zor duruma düşmesini istemediği gibi artık daha üst liglerde mücadele etmesini canı gönülden istiyor.