“AĞLATAN İYİLİK HİKAYESİ”

“Kapı çaldı.

Utangaç çocuk bir su bardağı uzattı. İftara bir saat kadar vardı.

-Abla dedi, annem çorbaya koyacakmış bir bardak pirinç istedi.

-Tamam dedim ama merak ettim.

-Sen kimin kızısın bakayım diye soruverdim.

Üç ev aşağıda birileri taşınmıştı en alt kata. Orayı tarif etti. Pirinci verince de utandı sanki çekip hemen gitti.

Ertesi gün aynı saatte aynı kız yine geldi. Aynı bardak aynı şeyleri söyledi. Para istese ya da koca bir tas ile gelse dilenci diyeceğim. Beni kandırıyor diye düşüneceğim . Ama bardak aynı, istenilen pirinç aynı. Verdim ama bu sefer bende seninle geleceğim dedim.

Sokağa çıkmak da yasak bir an önce kimse görmeden varsak. Vardık vardık.

Müsade isteyip evine girdim. Eskiden de bilirdim. Çocukken de girmiştim. Bir sofra vardı yerde. Etrafında iki çocuk daha bekleşiyorlar. Sofrada sadece turşu var. Dört de kaşık.

Korku ile bana garip garip bakıyorlar.

Annesi çıktı mutfaktan geldi yanıma. Zaten 1+1 olan evde oturacak tek yerde sofra.

- Hoş geldin abla, dedi. Pirinç için teşekkür etti.

-Çocuklar siz oturun , dedim, annelerinden dışarı kadar gelmesini istedim.

-Hayırdır abla bu ne haldir? İki gündür bana gelip senin kız pirinç alıyor ama hep bir bardak, sonra gidiyor koşarak.

Dedi ki:

" Kardeşim. Belki bilirsin geçen ay geldik biz bu eve. Diğer evden çıkardılar eşim vefat edince. Bende ucuz diye burayı tuttum elde avuçta olan ile ama bu hastalık gelince lokantadaki patronda hadi bakalım eve deyince cebimde ki para da bitince kaldık işte ortada böylece.

İlk akşam ev sahibine, sonra yandakine, olmadı diğer taraftakine vardık. Bir bardak pirinç için yalvardık. Yokmuş onlarda da. Verirlerdi sanırım olsa. Sonra size yolladım kızımı. Siz verince de içine katıp çorba yaptım salçalı. Pazartesi temizlik işi buldum ama bu akşam da sofra kurmadan uyumazlar asla. Ben de pilav yaparım , dedim. Aynı kapıya umutsuzca kızımı gönderdim. Ne olur kızmayın , söz pazartesi, akşam vallahi ödeyeceğim.’

Başım öne düştü, yüreğim burkuldu, içim kavruldu, bizim her şeyimiz var da, komşudan haberimiz yok.

Yutkundum ve müsaade istedim:

"Kusura bakma, kardeşim biraz sonra geleceğim."

Eve vardım. Buzdolabını açtım. Kahvaltılıktan ete kadar ne varsa boşalttım. Bir baktım. Sokağa ekmek arabası da gelmiş. Ondan da pide ve ekmek aldım. Ezana 5 dakika kala evlerine varıp bıraktım.

O çocukların poşetleri açtıkça, açtıkları her şeyi sofraya koyduklarına şahit oldukça daha fazla durmayayım deyip evime doğru yol aldım.

İftarı açtık eşim ile. Allah kabul etsin inşallah. Eşim komşuda ne olup bittiğini sordu.

Anlattım. O da donup kaldı, sonra mırıldanır gibi:

"Hanım, pazartesi ben gider, bir şeyler alırım ama gece sahura bari var mı bir şey?.

-Makarna var, un var. Sen iste, börek bile yaparım sana sabaha kadar, dedim.

Gülüştük, mutluyduk çünkü ekmeğimizi bölüşmüştük.

Eşim sabah ev sahibine varmış. Muhtardan bilgi almış. Bir iki yere danışmış.

Akşam üstü geldi dedi ki:

"Hani biz bu sene ilk defa umreye gidecektik ama yasak geldi erteledik. Gittik sayalım mı? Umremizi Rabbime satalım mı?"

Donup kaldım. Demek Kabe görmek hayal...Yoksul komşudaki huzur... Belki umre sevabı kazandırır.

Anladım ne demek istediğini. Sarıldım ellerine.

-Allah senden razı olsun, dedim.

Öteki odaya geçtim, çekmecedeki zarfı alıp geldim.. Doğruca komşuya gidip ablaya verdim.

Çok da durmadım. İçim yanıyor olsa da onun sevinç gözyaşları ile rahatladım. Kolay değil. Bir daha onca parayı nerde bulacağız? Neyse. Döndüm geldim eve.

Eşim secdede.

-Sen öğleni kılmıştın. Bu ne namazı?

Başını çevirmeden:

-Az önce umre namazını kıldım. Haydi sende kıl da Allah'a kabul etsin diye yalvaralım”.

————

Ey benim kardeşlerim!

Yaptığı sayısız Hac ve umreyi sohbet konusu yapanlar,

4 Hac, 9 umre ile öğünenler etrafınıza bir baktınızmı?...

————

Bir bardak çorbalık Pirinçi bulamayanlar.

Borç yükü altında ezilenler,

Salgından, pandemiden, depremden, sel felâketinden, işini kaybedenler, dükkanını, iş yerini kapatanlar!....

Ve daha neler ve neler...

—————

Hali vakti yerinde olupta bir Hac bir umre yapmaya muvaffak olanlar!!!...

Sizlere söylüyorum.

Farzı yerine getirdikten sonra Nafile Hac ve Umreyi ülkemizde yapmaya ne dersiniz?

Bu ciddi olarak düşünmeye değer...

Tabii bunu diğer yurt dışına tatile çıkanlara da teşmil edebiliriz.

Misal olarak Hawai adalarına tâtile gidecekti, vazgeçti ve bir fakirin borcunu ödedi...

Olamazmı?...

Bu ülkede neler olmazdı ki, neler değişmezdi ki....

Ben bu yazıyı okurken ağladım ağladım...

Birde siz deneyin...

Günün Duası

“NİYET ETTİM GÜNAHLARIMDAN ARINMAYA, RABBİME HAYIRLI KUL, HABİBİNE HAYIRLI ÜMMET OLMAYA!…

Elhamdülillahi rabbil alemin

Allahümme Salli Alâ SEYYİDİNÂ MUHAMMEDİN VE ALÂ ÂLİHİ VE SAHBİHİ VE SELLİM..

Estağfirullah Yarabbi her kusuruma

* Bilerek yaptıklarıma

* Bilmeden yaptıklarıma...

* Büyük günahlarıma...

* Küçük günahlarıma..

* Hepsine Estağfirullah

* Kılmadığım namazlara...

* Geç kıldıklarıma..

* Huşûsuz kıldıklarıma....

*Hızlı kıldıklarıma...

Estağfirullah…

*Gözümle baktıklarıma

* Dilimle söylediklerime

* Elimle tuttuklarıma

* Ayağımla gittiklerime

* Kalbimle düşündüklerime

Estağfirullah …

* Annemi babamı kırdığıma,

* Eşime bağırdığıma

* Yavrularıma vakit ayırmadığıma,

*Komşularımla ilgilnmediğime

Estağfirullah…

*Okuyamadığım Kur’ânıma

* Zikirsiz geçirdiğim her anıma

*Şükretmediğim her Halime

Estağfirullah …

*Yapmadığım her Salih amele

*Koşamadığım her zikir meclisine

*Dökemediğim her göz yaşına

*Duasiz geçen her zamanıma

*Seni unuttuğum her vakitime

Estağfirullah…

*Kendi günahlarıma Estağfirullah

* Eşimin günahlarına Estağfirullah

*Yavrularımın günahlarına Estağfirullah..

*Annemin babamın günahlarına Estağfirullah

*Kardeşlerimin, akrabalarımın, komşularımın, günahlarına Estağfirullah…

*Gruplarımda olanların günahlarına Estağfirullah

* Dünyanın neresinde bir Müslüman kardeşim varsa onun günahlarına Estağfirullah

* Pişmanım Allah'ım

* Acizim ve üzgünüm Allah'ım

* Azizsin Allahım

* Gafur’ur Rahim’sin Allah'ım

* Sen zâtına yakışanı yap Allahım.

* Benide... istiğfar ettiklerimi de affet Allahım!…

*Gelecek senemi, bu seneden daha âfiyetli ve bereketli kıl Allah’ım…

Amiiiin Yârab el Âlemin”…